İçeriğe geç

Karkamış krallığına kim son verdi ?

Karkamış Krallığına Kim Son Verdi? Tarihin Gölgesinde Kaybolan Bir Uygarlığın Hikâyesi

Tarihin derin sayfalarında bazı şehirler vardır ki, yalnızca taş binalarıyla değil, taşıdıkları hikâyelerle de zamana direnirler. Karkamış da işte bu şehirlerden biri. Mezopotamya’nın kuzeybatısında, Fırat Nehri’nin kıyısında yükselen bu krallık, binlerce yıl boyunca stratejik bir ticaret merkezi, kültürel bir buluşma noktası ve siyasi güç odağı oldu. Ancak her medeniyet gibi o da bir gün tarihe karıştı. Peki Karkamış Krallığı’na kim son verdi? Bu sorunun yanıtı, sadece bir savaşın değil, çağların değişiminin de hikâyesini anlatır.

Fırat’ın Kıyısında Doğan Bir Güç: Karkamış’ın Yükselişi

Karkamış, M.Ö. 2. binyılda Hitit İmparatorluğu’nun önemli şehirlerinden biri olarak tarih sahnesine çıktı. Coğrafi konumu itibarıyla Mezopotamya, Anadolu ve Levant arasındaki ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması, ona zenginlik ve stratejik bir üstünlük kazandırdı. Kent, M.Ö. 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle bağımsızlığını ilan etti ve “Geç Hitit” krallıkları arasında önemli bir güç olarak varlığını sürdürdü.

Kral Kuzi-Teşup ve ardından gelen hükümdarlar döneminde şehir yalnızca siyasi değil, kültürel bir merkez hâline geldi. Yazıtlar, heykeller ve kabartmalar, Karkamış’ın sanat ve dil açısından da zengin bir mirasa sahip olduğunu gösteriyor. Ancak tüm bu ihtişama rağmen kader ağlarını örmeye başlamıştı.

Asur İmparatorluğu’nun Gölgesi: Gücün Değişen Yönü

M.Ö. 9. ve 8. yüzyıllar, Yakın Doğu’da güç dengesinin tamamen değiştiği dönemlerdi. Asur İmparatorluğu, Mezopotamya’dan yükselerek bölgenin en baskın gücü hâline gelmişti. Asur kralları yalnızca toprak fethetmekle kalmıyor, siyasi rakiplerini de sistematik şekilde ortadan kaldırıyordu. Bu süreçte Karkamış da hedef hâline geldi.

Asur Kralı III. Tiglat-Pileser (M.Ö. 745-727) döneminde başlayan genişleme politikaları, Karkamış üzerindeki baskıyı artırdı. Kent bir süre Asur’a bağlı bir vasal krallık olarak varlığını sürdürse de, bu bağımlılık uzun ömürlü olmadı. Asur, nihayet M.Ö. 717 yılında Kral II. Sargon döneminde doğrudan müdahalede bulunarak Karkamış’ı tamamen işgal etti. Böylece Karkamış Krallığı’nın bağımsız siyasi varlığı sona erdi.

M.Ö. 717: Bir Çağın Sonu

II. Sargon’un orduları, güçlü surlarla çevrili şehri kısa sürede ele geçirdi. Arkeolojik veriler, bu fetihle birlikte Karkamış’ın idari yapısının tamamen değiştiğini, Asur yönetiminin şehirde yeni düzenlemeler yaptığını ortaya koyuyor. Asur yazıtlarında, bu zafer hem bir askeri başarı hem de siyasi bir mesaj olarak övülür. Çünkü Karkamış, sadece bir şehir değil, Asur’un rakiplerine “direnmenin bedeli”ni hatırlatan bir simgeydi.

Ancak bu son, aynı zamanda yeni bir dönemin de başlangıcıydı. Asur hâkimiyetinde Karkamış, bir askeri üs ve ticaret merkezi olarak varlığını sürdürdü. Kent, kültürel olarak da Asur etkisine girdi; yazıtlar, sanat eserleri ve mimari detaylar bu dönüşümün izlerini açıkça taşır.

Karkamış’ın İnsan Hikâyesi: Zaferin Bedeli

Tarihi sadece savaşlarla anlamak eksik olur. Karkamış’ın düşüşü, aynı zamanda binlerce insanın hayatını da kökten değiştirdi. Kral ailesi Asur’a sürgün edildi, elit sınıfın bir kısmı idam edildi, halk ise Asur İmparatorluğu’nun yeni idari düzenine dahil edildi. Şehrin sokaklarında artık Hitit geleneklerinin değil, Asur yasalarının sesi yankılanıyordu.

Bu dönüşüm, birçok antik toplumun ortak kaderiydi: Bir gün güçlü bir krallık olarak yükselir, ertesi gün daha büyük bir gücün içinde erirdi. Karkamış da bu döngüden kaçamadı.

Bugüne Yansıyan İzler: Arkeolojinin Anlattıkları

Bugün Karkamış, Suriye-Türkiye sınırında, Gaziantep’in Karkamış ilçesi yakınlarında bir arkeolojik alan olarak varlığını sürdürüyor. Burada yapılan kazılarda bulunan kabartmalar, steller ve çivi yazılı tabletler, şehrin sadece askeri bir güç değil, aynı zamanda sanatsal ve kültürel bir merkez olduğunu da kanıtlıyor. Her bir taş, o büyük fetihlerin ardındaki insan hikâyelerini sessizce anlatıyor.

Sonuç: Bir Uygarlığın Sonu, Tarihin Devamı

Karkamış Krallığı’na M.Ö. 717 yılında Asur Kralı II. Sargon son verdi. Bu yalnızca bir krallığın çöküşü değil, aynı zamanda eski dünyanın siyasi dengelerinin değiştiği bir dönüm noktasıydı. Karkamış, Asur’un gücüne yenilmiş olabilir ama bıraktığı miras hâlâ ayakta: Taşlara kazınmış yazıtlarında, kabartmalarında ve arkeolojik kalıntılarında o hikâye hâlâ anlatılmaya devam ediyor.

Peki sizce güçlü bir uygarlığın çöküşünde asıl belirleyici olan şey neydi? Askeri güç mü, siyasi strateji mi, yoksa değişen çağların kaçınılmaz etkisi mi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın; birlikte tarihin bu gizemli sayfasını tartışalım.

6 Yorum

  1. Baba Baba

    İşte Karkamış bu kültürün oluştuğu Barak’ın merkezi durumundadır . Hititler, MÖ 1600’lü yıllarda Anadolu’ya yerleşerek, Hattuşaş’ta bir imparatorluk kuran ve kökenleri Hint-Avrupa ailesine dayanan bir topluluktur .

    • admin admin

      Baba!

      Fikirleriniz yazının ifadesini sadeleştirdi.

  2. Şampiyon Şampiyon

    Mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları ve orthostatlarla (bina cephelerinde alt sırada yer alan kabartmalı taşlar) önceki sanattan ayrılır. Hitit Devleti M.Ö. 1200 yıllarında deniz kavimleri göçü ve kuzeyden Kaşka kavmi saldırılarıyla yıkılmıştır . Karkamış bu tarihten sonra Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüne dek Hititlere bağlı bir krallık olarak kalmıştır. Karkamış özellikle Geç Tunç Çağında Hitit İmparatorluğu’nun en önemli merkezlerinden biri hâline gelmiş, MÖ 11.

    • admin admin

      Şampiyon!

      Teşekkür ederim, katkınız yazının etkisini artırdı.

  3. Güneş Güneş

    Çeşitli yönlerden kopup gelen istilacılar ve göçmenlerin yarattığı bunalımlar sonucunda Hattuşaş’ın son hükümdarı II. Şuppiluliuma’dan sonra Hitit devleti son bulmuş , böylelikle yüzyıllardır süren mevcut durum ortadan kalkmıştır. Antep, 1908 yılında yapılan idari düzenlemede sancak merkezi oldu. 1913 yılında Kilis ve Halfeti Antep Sancağına bağlandı. 1918 tarihinde Halep’in İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine bağımsız sancak oldu.

    • admin admin

      Güneş! Her zaman aynı pencereden bakmıyoruz, yine de teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir