Ağlamak Kilo Verdirir Mi? Duygusal Yükler ve Fiziksel Etkiler Üzerine Bir Düşünce Ağlamak kilo verdirir mi? Bu soru, ilk bakışta pek mantıklı bir şey gibi gelmeyebilir. “Ağlamak, kilo vermekle nasıl bir ilişki kurar ki?” diye düşünmüş olabilirsiniz. Ama bazen hayat, böyle tuhaf soruların cevabını aramakla geçiyor. İstanbul’da, her gün kalabalık caddelerde yürürken, kafamda sürekli bir yığın düşünce dönüyor. İş yerinde ya da sosyal medyada gördüğüm görüntüler, hep aynı şeyi düşündürüyor: Kilo vermek için genellikle diyet, egzersiz ve sabır gereklidir, peki ya duygusal durumumuz? Ağlamak, fiziksel bir değişim yaratabilir mi? Gerçekten merak ediyorum. Belki de bir şeyleri kaçırıyorum. Ağlamanın Fiziksel Etkileri:…
Yorum BırakYolculuk ve İlham Yazılar
Şeref Nedir ve Ne İşe Yarar? Antropolojik Bir Bakış Kültürler arası etkileşim ve insan topluluklarının farklı yaşam biçimleri, antropologların her zaman derinlemesine keşfetmeye değer bulduğu önemli konulardır. Şeref, neredeyse her toplumda farklı şekillerde kendini gösteren, ancak evrensel bir anlam taşıyan bir kavramdır. Toplumların değerler sistemlerini, kimliklerini ve sosyal yapılarındaki yerini anlamak, insan doğasını çözmek adına büyük bir fırsat sunar. Bu yazıda, şerefin kültürel ritüeller, semboller, topluluk yapıları ve kimlikler arasındaki rolünü antropolojik bir perspektiften inceleyeceğiz. Şeref ve Kültürel Çeşitlilik Şeref, genel anlamıyla bireyin veya bir topluluğun sosyal olarak saygınlık kazanması, saygı görmesiyle ilgili bir kavramdır. Ancak şerefin anlamı, kültürden kültüre…
Yorum Bırakİstanbul Kadıköy Karşıda Mı? Bir Felsefi Sorgulama: “Karşı” Ne Anlama Gelir? İstanbul’un iki yakası, Boğaz’ın bir tarafından diğerine geçiş, sadece coğrafi bir mesafeyi değil, derin felsefi bir soruyu da beraberinde getirir: Kadıköy gerçekten “karşıda” mıdır? Bu soru, ilk bakışta oldukça basit ve anlaşılır bir dilde cevaplanabilir gibi görünse de, insan zihninin sınırlarını zorlayan, hatta daha derin ontolojik, epistemolojik ve etik tartışmalara kapı aralayacak bir doğaya sahiptir. Çünkü, “karşı” olmak sadece bir mekân meselesi değildir; aynı zamanda zaman, algı ve gerçeklik ile de ilişkilidir. Ontolojik Bir Perspektif: “Karşı” Olmak Nedir? Ontoloji, varlık bilimi olarak tanımlanır. Varlık ve gerçeklik üzerine düşünürken, Kadıköy’ün…
Yorum BırakEkonomik Perspektiften Nötron Sayısını Bulmak: Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Ekonomi, sınırlı kaynaklar ile sonsuz ihtiyaçlar arasındaki dengeyi bulmaya çalışan bir bilim dalıdır. Her karar, seçim ve fırsat maliyeti üzerine kuruludur. Ekonomistler, kaynakların nasıl verimli kullanılacağı, hangi üretim araçlarının en uygun olduğuna dair kararlar verirken, her bir seçim sonucu toplumun genel refahını ve piyasa dinamiklerini etkiler. Bu bağlamda, bir ekonomist, herhangi bir kararın uzun vadeli etkilerini hesaplarken yalnızca bireysel çıkarları değil, toplumsal faydaları ve potansiyel zararları da göz önünde bulundurur. Ekonominin temel ilkelerinden biri, her kaynak kullanımının bir alternatif maliyeti olduğudur. Peki, nötron sayısını bulmak gibi görünüşte bilimsel bir konuyu…
Yorum BırakKambiyo Gideri Ne Demek? Tarihsel Süreçler ve Toplumsal Dönüşümler Üzerinden Bir İnceleme Geçmişi Anlamaya ve Günümüzle Bağ Kurmaya Çalışan Bir Tarihçinin Girişi Geçmişi öğrenmek, sadece eski olayları hatırlamak değil; aynı zamanda o olayların, günümüz dünyasındaki yansımalarını anlamaktır. Bir tarihçi olarak, hepimizin içinde yaşadığı dönemin şekillenmesinde geçmişin ne kadar etkili olduğunu görmek, oldukça öğretici olmuştur. Ekonomi, toplumların tarihsel süreçlerindeki belki de en belirgin kırılma noktalarını oluşturur. Bugün, modern dünyanın dinamiklerini anlamaya çalışırken, kambiyo gideri gibi finansal terimler, geçmişin izlerini taşır ve bu terimler, ekonomik dönüşümlerle paralel bir şekilde şekillenir. Bugün “kambiyo gideri” kavramını ele alırken, geçmişteki döviz işlemleriyle bağlantı kurarak, bu…
Yorum Bırakİlk Maaş ile Aileye Ne Alınır? Bir Edebiyatçı Bakışıyla Kelimenin gücü, zamanın geçişiyle şekillenen ve toplumun algısını dönüştüren bir kudrettir. Edebiyat, hayatta her şeyin ne anlama geldiğini keşfetmek için bize eşsiz bir yol sunar; aynı şekilde, ilk maaş, bir insanın ekonomik dünyasında beliren bir dönüm noktasıdır. Ancak bu “ilk” sadece sayısal bir değer değil, duygusal bir anlam taşır. Bir anlam taşır çünkü bu an, bireyi hem özdeşleştirdiği bireysel başarı hem de onu çevreleyen toplulukla kurduğu bağlar açısından dönüştürür. Aileye alınan ilk hediye ise, belki de bir başlangıçtır; ilk maaş ile ailenize alacağınız bir hediye, yalnızca bir maddiyat değil, tüm bir…
6 YorumÇok ve Boş Konuşan Kişiye Ne Denir? İktidar, Kurumlar ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyasal Analiz Toplumsal düzeni anlamaya çalışan bir siyaset bilimcisi, güç ilişkilerinin ve iktidarın her alanda nasıl şekillendiğini incelemekle meşguldür. İktidarın dağılımı, bireylerin hayatlarında ne kadar belirleyici olabilir? Kurumlar bu gücü nasıl işler? Toplumda özgürlük, eşitlik ve adaletin nasıl sağlandığı, bireylerin yalnızca politik bağlamda değil, günlük yaşamlarında da ne kadar belirleyici olur? Peki, çok ve boş konuşan bir kişinin toplumsal düzende hangi rolü vardır? Kişinin sadece konuşarak, sürekli ama içi boş söylemlerle toplumu nasıl etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Bu yazıda, bu soruları sorgularken, toplumun biçimlenişi üzerine derinlemesine…
8 YorumFelsefede infial ne demek? Felsefi metinlerde sıkça karşılaşılan başka bir terim olan “infial”, Türkçede genellikle dışsal bir etkene kapılma, bir etki altında kalma hâli veya tepki verme durumu olarak algılanır. Ancak bu kelime, yalnızca günlük kullanımda değil; felsefi ve psikolojik düşüncede de derin bir anlam taşır. Bu yazıda, infial kavramının tarihsel kökenini, felsefi anlamını, günümüzdeki akademik tartışmalarını inceliyor — ve okuyucuyu düşünmeye davet ediyorum. Tarihsel Arka Plan: Kökeni ve Felsefî Gelişimi “infial” sözcüğü, Arapça “انفعال (infiʿāl)” kökünden gelmekte olup “etkilenme, edilgi olma hâli” anlamını taşır. [1] Türkçede ve Osmanlı Türkçesinde de bu anlamlarla kullanılmıştır. [2] Felsefe tarihinde ise, özellikle ruhun…
6 YorumVesikalık Fotoğraf Ne İşe Yarar? – Kimliğin Görsel Ritüeli Üzerine Antropolojik Bir Okuma Bir antropolog olarak beni en çok büyüleyen şey, insanın kendi varlığını temsil etme biçimleridir. Her toplum, bireyi görünür kılmak için farklı semboller üretir: kabile dövmeleri, kimlik kolyeleri, mühürler ya da modern çağda vesikalık fotoğraflar. Vesikalık fotoğraf, yalnızca yüzün iki boyutlu bir yansıması değildir; o, kültürel olarak düzenlenmiş bir kimlik ritüelidir. “Vesikalık fotoğraf ne işe yarar?” sorusu, aslında “Bir toplum bireyini nasıl tanımlar, nasıl kaydeder, nasıl görür?” sorusuyla iç içe geçer. Bir Yüzün Ritüeli: Fotoğraf Çekiminin Antropolojisi Her vesikalık fotoğraf, bir tür modern ritüeldir. Fotoğraf stüdyosuna giren kişi,…
6 YorumKasem Nedir İslam? Kökenleri, Bugüne Yansımaları ve Yarın İçin İlham Bazen bir kelime, çok katmanlı bir dünyanın kapısını aralar. “Kasem” de onlardan: günlük dilde “yemin” diye andığımız, İslam geleneğinde hem hukuki hem ahlaki ağırlığı olan o güçlü söz. Bugün, bir arkadaş sohbetinin sıcaklığında ama titiz bir merakla, kasemin kökenine, günümüzdeki karşılıklarına ve geleceğe dair potansiyel etkilerine birlikte bakalım. Kasemin Kökeni: Dilden Fıkha Uzanan Bir Yol “Kasem” (Arapça: قَسَم), “and içmek, kesin taahhüt vermek” anlamındaki qasama kökünden gelir. Kur’an’da hem insanlar için yemin hükümleri yer alır hem de ilahî hitap “andolsun” edatıyla (ör. Vel-Asr, Ved-Duhâ) dikkat ve vurguyu artıran edebî bir…
8 Yorum